10 Aralık 2009 Perşembe

T.C. Kopenhag Buyukelciligi



 11 ay kadar onceydi pasaport uzatma islemleri icin konsolosluga gitmistim ve ertesi gun asagidaki mektubu Konsolosluga ve Buyukelcilige gondermistim.
         Turkiye Cumhuriyeti vatandasiyim ve ulkemi cok seviyorum. 2 yil 3 ay Amerika’da yasadim, 15.12.2008 tarihinden itibarende Danimarka’da yasiyorum. Bu mektubu yazmamin sebebi, ulke insanimizi suclamak ve asagilamak degil;  gozden kacan, onem arzeden durumlari bildirmek ve hatirlatmak. Cunku, batili insanlar kaliteli, duzenli ve sistemli bir hayati bizden daha fazla haketmiyorlar. Batili bir insanin zamani benim zamanimdan daha degerli degil. Guleryuzlulugu batili birinden daha az haketmiyorum. Ben sadece ulkemin tum kurumlarinda kaliteli, sistemli bir calisma ortami ve guleryuzlu insanlar gormek istiyorum. Bu sebeple de size, Turk Konsoloslugu’nda gecirdigim iki saati ve izlenimlerimi aktarmak istedim. 
Danimarka’da pasaport uzatma islemi icin gittigim Turk Konsoloslugu’nda gecirdigim iki saat ve izlenimlerim:
          Pasaport uzatma islemi icin 12.01.09’da saat 12:00’da konsoloslukta randevum vardi. Randevum oldugu icin her ihtimale karsi 10 dakika once orada olmak istedim, saat tam 11:50’de konsolosluktaydim. Giristeki gorevli deftere gerekli bilgileri kaydedip beni bekleme salonuna aldi. Ozur dileyerek soyluyorum, kendimi kahveye gidip oturmus gibi hissettim. Cunku, icerisi karanlik ve havasiz, duvarlar ve kapilar kirli,  sandalyeler gayet ozensiz bir sekilde bekleme salonunun 3 duvarina yanyana dizilmis, masalar da yine ozensiz ve orantisiz bir sekilde serpistirilmisti, zaten 4-5 tane masa vardi. Ayrica masalarin uzerleri kirli ve cizik icindeydi. Oturdugum masanin uzerinde yarim birakilmis bir icecek vardi ve 15 dakika boyunca herhangi bir gorevli onu cope atmadi.  15 dakikadan sonra da beni konsolosluk islemlerinin yapildigi yere aldilar. O icecek benden once ne kadar zamandir orda duruyordu ve benden sonra daha ne kadar orada kaldi onu bilemiyorum. Bekleme salonunda bir de (yine ozur dileyerek soyluyorum ayni kahvelerde bulunan) duvarin yukarisinda kafese benzer bir seyin icine konmus, eski ve boyutu sanirim 37 ekran olan bir televizyon vardi.  Duvarlarin birinde uzerinde konsolosluk islemleriyle ilgili bilgiler iceren bir pano, diger iki duvarda da Turkiye’yi tanitan(!), yine gayet ozensiz secilmis, soluk duran, kucuk boy toplam dort adet resim vardi! ayrica tuvalette sabun yoktu! Hayal kirikligina ugradim ve icimden “Danimarkali olsam Turk Konsoluslugunu gelip gordukten sonra Turkiye’ye gitmekten vazgecerdim!” dedim.
          Saat 12:05’te beni islem yapilan yere aldilar. Bu kez de kendimi eski bir PTT subesi’ne girmis gibi hissettim. Cunku dekor eski bir PTT subesini andiriyordu. Calisanlarin da yuzleri asikti; tipki Turkiye’deki devlet dairelerinde calisanlar gibi gulmuyorlardi. Iceride sira vardi, ben de siraya gectim. Fakat bir taraftan da “benim randevum var, bu sirada beklemeli miyim yoksa gorevlinin yanina mi gitmeliyim; su onumde duran beye bi sorsam mi acaba?” diye dusundum. Sonra anladim ki, 12:00’da olan randevumun bir ehemmiyeti yokmus! Kimseye bir sey sormadan sirada beklemeye devam ettim. O gun biraz rahatsizdim ve konsolusluga gelirken hava soguktu, cok usumustum. Konsoloslukta yarim saat ayakta sirada bekledim ama hem yarim saat ayakta beklemenin  hem rahatsizligin hem de usumenin etkisiyle biraz fenalastim ayakta bekleyecek halim kalmamisti, az ilerdeki sandalyelere gecip oturdum. Ben oturduktan sonra bir kisi geldi once siraya gecti sonra da gorevlinin yanina gidip “ben randevuyla geldim, bu sirayi bekleyecek miyim?” diye sordu, gorevli de”siraya gececeksiniz” dedi. Caresiz siraya gecti ama ben fenalasip oturdugum ve konusacak halim de olmadigi icin benim sirama gecip beklemeye basladi. Saat 12:45’te onumde bekleyen beye sira gelince ayaga kalkip, sirama gecen bayana durumu izah etmeye basladim; “hanimefendi, ben bu beyin arkasindaydim,suraya gecip oturmustum…….”.  Halbuki numara sistemi  (genelde bankalarda olan, numara alip beklenen sistem)  olsaydi  yarim saat ayakta beklemek zorunda kalmayacak, fenalasmayacaktim; benden sonra gelen bayan benim sirama gecmeyecekti, ben de sira bana geldiginde bayana aciklama yapmak zorunda kalmayacaktim. Nihayet 13:00’a dogru bana sira geldi! Konsoloslukta isim bittiginde saat ikiyi biraz geciyordu.
          Aksam esimle, T.C. Kopenhag Buyukelciligi’nin internet sitesine baktik turkce ve ingilizce olmak uzere iki dil secenegi vardi ama danca dil secenegi yoktu, ayrica Buyukelciligimizin internet sayfasi da kotu hazirlanmis.
            Sonuc olarak, dunyanin her yerinde ulkemizi temsil eden konsolosluklarimizin gorsel acidan guzel ve temiz gorunmelerini; daha sistemli, kaliteli ve hizli bir hizmet sunmalarini; tum calisanlarin guleryuzlu olmalarini istiyorum. Bu gibi degisikliklerin ulkemize gelen turist sayisini olumlu yonde etkileyecegini dusunuyorum.
Saygilarimla,
Busra Sen

2 yorum:

Meryem Kiraz dedi ki...

Busra, hassasiyetini cok takdir ettim. Hepimiz gordugumuz yanlislari boyle senin gibi dile getirip, duzelmesi icin gayret sarfetsek her sey cok daha degisik ve guzel olurdu. Umarim yetkililer elestirilerine kulak verirler.

busra dedi ki...

sagol meryem. insallah dedigin gibi olur. gorusuruz.optummm :)